Özellikle ağaçlara çaput bağlamak geleneği, Kuzey ve Orta Asya’nın eski dinleri olan ŞAMANİZM’e mahsus bir unsurdur. Türk Şamanizm inanışına göre her dağın, her pınarın, göl ve ırmakların, ağaç ve kayaların “İZİ” sahipleri vardır.
Ülkemizde özellikle “dilek ağacı” diye tabir edilen bir ağaca çaput veya bir bez parçası bağlamak geçmişte olduğu gibi günümüzde biraz azalmış olsa da hala devam etmektedir. İslam Dini ile hiç alakası olmayan bu tür hurafelerin ve adetlerin çok değişik şekillerini hala görmekteyiz ve duymaktayız.
Ağaçlara çaput bağlamak geleneğini kökeni Şamanizm
Şamanistlerin inandıkları “İZİ”ler, Göktürklerin bıraktıkları yazıtlarda “YER-SU” olarak ifade edilmiştir. Göktürkler bu “YER-SU” denilen ruhları, Türk yurdunun koruyucusu olarak görür ve sayarlardı. Onların bu inanışlarına göre “İZİ’ler kişilerden kurban isterler. Kurban sunmayan kişilere ise bu ruhların zararlarının dokunulduğuna inanıldı. Bu ruhlara kurban için, bir çaput, bir bez parçası, bir tutam at kılı veya kurban niyetiyle atılan bir taş parçası ile de tatmin etmek mümkündü.
Türkler müslüman olduktan sonra da ağaçlara çaput bağlamak gibi şamanizm’den kalan geleneklerin tamamen bırakmamışlardır. Evliya saydıkları ulu kişilerin türbelerine, orada biten ağaçlara, ya da o yörede bulunan bazı kayalara çaput bağlamak suretiyle eski adetlerini de islam dininin içerisine kanalize etmeye çalışmışlardır. Ama şöyle bir gerçek var ki böyle bir âdet İslâm dininde yoktur.
Günümüzde çaput bağlama hurafesi daha çok medet ummak ve dilek tutmak amacıyla uygulamaktadır. Kutsal olduğu inanılan ağaçlar, türbeler, kayalar v.b yerlere çaput bağlayarak hamile kalacaklarına, müptela oldukları hastalıklardan kurtulacaklarına, kısmetlerinin açılacağına, zengin olacaklarına, sınavlarda başarılı olacaklarına v.b. bir çok inanışa inanmaktadırlar.